Öğrencilik Nedir? : Müjde Merkezli Öğrencilik

Hristiyan çevrelerde “öğrencilik” kelimesini duyduğumuzda aklımıza genellikle iki farklı tablo gelir. Bazıları için bu, Müjde’yi henüz duymamış kişilere anlatmakla, yani bir tür müjdecilik faaliyetiyle eş anlamlıdır. Diğerleri içinse, daha tecrübeli bir imanlının, inanç yolculuğunun başındaki birine rehberlik ettiği, yapılandırılmış bir eğitim programıdır. Her iki yaklaşım da değerli unsurlar barındırsa da, her ikisi de tek başına “öğrencilik” kavramının Kutsal Kitap’taki zenginliğini ve derinliğini yansıtmakta eksik kalır.

Sıklıkla yapılan en büyük hatalardan biri, Müjde’yi iman hayatımızın sadece başlangıç noktası olarak görmektir. Sanki Müjde, bizi iman yörüngesine fırlatan bir roketin ilk ateşleme modülü gibidir ve yörüngeye oturduktan sonra bu modül atılıp geride bırakılır. Ancak Kutsal Kitap’ın sunduğu tablo çok daha farklıdır: Müjde, sadece kurtuluşumuzun başlangıcı değil, aynı zamanda kutsallaşma sürecimizin, yani Mesih’e benzeme yolculuğumuzun daimi motorudur. Bu makalede, bu yaygın yanılgıların ötesine geçerek, Müjde’nin kendisini merkeze alan bütüncül bir öğrencilik anlayışını inceleyeceğiz.

Öğrenciliğin Tanımını Genişletmek: İki Uç Arasındaki Denge

Öğrencilik hayatında pek çok imanlı, kendini iki aşırı ucun arasında salınırken bulur: yasalcı bir dindarlık ve kuralsız bir özgürlük anlayışı. Dindarlık (veya yasalcılık), Tanrı’nın onayını ve sevgisini kendi performansımıza, yani kuralları ne kadar iyi tuttuğumuza bağlama eğilimidir. Diğer uçtaki ruhsal özgürlükçülük ise, “Madem lütufla kurtuldum, kurallara uymak zorunda değilim” diyerek itaati ve kutsallığı göz ardı eden bir yaklaşımdır. Her ikisi de temelde aynı hatayı yapar: Merkezi İsa’dan alıp kurallara (kuralları tutmaya veya kırmaya) verirler.

Müjde merkezli öğrencilik ise bu iki ucu da reddeder ve “dikey” ve “yatay” boyutları birleştiren “çapraz” bir yaşam modeli sunar.

  • Dikey Boyut: Bu, Tanrı ile kişisel ilişkimizi, dua, Kutsal Kitap okuma ve kişisel kutsallık gibi ruhsal disiplinleri içerir. Tek başına bu boyuta odaklanmak, bizi dünyadan soyutlanmış, misyonunu unutmuş bir dindarlığa sürükleyebilir.
  • Yatay Boyut: Bu ise Tanrı’nın dünyadaki misyonuna katılmayı, sosyal adalet, müjdecilik ve kültürel etki gibi eylemleri kapsar. Tek başına bu boyuta odaklanmak ise, Tanrı ile kişisel ve derin bir ilişki olmaksızın, aktivizmden ibaret bir Hristiyanlığa yol açabilir.

Müjde merkezli “çapraz öğrencilik” ise bu ikisini İsa Mesih’in kimliğinde birleştirir. İsa hem bizim Rab’bimizdir (Kralımız’dır ve tüm yaşam alanlarımız üzerinde egemendir) hem de Mesih’imizdir (Kurtarıcımız’dır ve tüm başarısızlıklarımız için lütuf ve bağışlanma kaynağımızdır). Bu anlayışla, kutsallığımız misyoner bir kimlik kazanır ve misyonumuz kutsallıktan beslenir. Tanrı’yı memnun etme çabasıyla değil, O’nun bizi Mesih’te zaten kabul etmiş olmasının getirdiği özgürlükle yaşarız.

Motivasyonun Kalbine Yolculuk: Bizi Ne Harekete Geçirir?

Yaptığımız eylemler kadar, o eylemleri yapmamızı sağlayan motivasyonlar da önemlidir. Müjde, yüreklerimizi üç temel motivasyonla doldurur:

  1. Ruhsal Sevgi: Bu, Tanrı’nın kimliğinden ve Mesih’in güzelliğinden kaynaklanan derin bir zevk ve hoşnutluktur. Ünlü ilahiyatçı Jonathan Edwards’ın bal benzetmesinde olduğu gibi, balın tatlı olduğunu duymakla onu tatmak arasında fark vardır. Müjde, bize İsa’nın ne kadar “tatlı” ve değerli olduğunu tattırır ve bu tat, itaati bir zorunluluktan çıkarıp bir zevke dönüştürür.
  2. Vaatlere ve Uyarılara İman Etmek: Kutsal Kitap, bizi sadece Tanrı’nın harika vaatleriyle (örneğin, “Rab’de sevinç bulun, O size yüreğinizin dileklerini yerine getirecektir”) teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda günahın ciddi sonuçlarına dair uyarılarla da yola getirir. Bu denge, imanımızı diri ve uyanık tutar.
  3. Tövbe Armağanı: Tövbe, yalnızca iman hayatının başında yapılan bir eylem değildir; sürekli bir yaşam biçimidir. Günahkâr motivasyonlardan ve sahte vaatlerden yüz çevirip, her seferinde yeniden Mesih’in yeterliliğine ve lütfuna dönmektir. Bu, bizi sürekli olarak Müjde’nin merkezine çeken bir lütuf hareketidir.

Bu üç motivasyonun arkasındaki asıl güç ise Kutsal Ruh’tur. Ruh olmadan, Müjde’ye dayalı bir kutsallık mümkün değildir. O, bizi yeniden doğuran, Tanrı’ya karşı sevgi ve arzu üretmemizi sağlayan ve Tanrı’nın Sözü’ne iman etmemiz için güç veren kişidir. Kutsal Ruh ile kişisel bir paydaşlık (ilişki) kurmak, O’nun yönlendirmelerine ve fısıltılarına karşı daha duyarlı olmamızı sağlar ve bizi kendimize değil, O’nun gücüne yaslanmaya teşvik eder.

Müjdeyi Hayata Uygulamak: Üç Dönüşüm ve Mücadele Grupları

Müjde’yi tam anlamıyla kavradığımızda, hayatımızda üç temel “dönüşüm” gerçekleşir:

  1. Mesih’e Dönüşüm: Bu, kişisel kurtuluşumuz ve İsa’yı Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmemizdir.
  2. Kiliseye (Cemaate) Dönüşüm: Kurtuluşumuz bireysel bir tecrübe olsa da bizi tek başına bırakmaz. Anında Mesih’in bedeni olan kiliseye eklemleniriz. Kilise bir bina ya da katıldığımız bir etkinlik değil, birbirimize ait olduğumuz, birbirimizi taşıdığımız ve birlikte büyüdüğümüz ruhsal bir ailedir.
  3. Misyona Dönüşüm: Mesih’in bedeni olarak, Tanrı’nın dünyadaki kurtuluş misyonunun bir parçası oluruz. Amacımız, sadece kendi aramızda iyi ilişkiler kurmak değil, aynı zamanda bu kurtuluş ve sevgi mesajını dünyaya taşımaktır.

Bu üç dönüşümü pratik hayata dökmek için önerilen etkili bir model, “Mücadele Grupları” olarak adlandırılan küçük, samimi topluluklardır. Bu gruplar, iki veya üç imanlının (kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle) düzenli olarak bir araya gelerek birbirlerine şu üç konuda yardım ettiği yerlerdir:

  • Günahını Tanı: Sadece hangi günahları işlediğini değil, aynı zamanda ne zaman ve neden (hangi yalana inanarak) işlediğini anlamak.
  • Günahınla Savaş: Günahı öldürmek için aktif bir mücadele vermek. Bu, mükemmel olmak anlamına gelmez, ama günaha karşı pasif ve kayıtsız kalmayı reddetmek demektir.
  • Kurtarıcına Güven: Günahın sahte vaatleri yerine, Müjde’nin gerçek ve doyurucu vaatlerine iman etmek için Kutsal Ruh’un gücüne yaslanmak.

Bu gruplar, teorik bilgileri gerçek yaşam mücadelesine dönüştürerek, Müjde’nin sadece Pazar günleri değil, haftanın her günü hayatlarımızı şekillendirmesine olanak tanır.

Sonuç

Müjde merkezli öğrencilik, bir yapılacaklar listesi veya bir program değildir. Bu, Mesih’in tamamlanmış işine her gün yeniden hayran kalarak, Kutsal Ruh’un gücüyle ve imanlılar topluluğunun desteğiyle yaşanan bütüncül bir hayattır. Bu, kusurlarımızı saklamak yerine onları lütfun ışığına taşıdığımız, performans kaygısıyla değil sevgiyle motive olduğumuz ve hedefimizin mükemmellik değil, Mesih’e daha çok benzemek olduğu bir yolculuktur. Bu yolculukta, imanımızın odağını kendimizden ve çabalarımızdan alıp, her zaman yeterli olan Kurtarıcımız İsa Mesih’e çevirdiğimizde, öğrenciliğin gerçek sevincini ve dönüştürücü gücünü deneyimlemeye başlarız.

Bu makale, Jonathan K. Dodson‘un “Müjde Merkezli Öğrencilik / Gospel-Centered Discipleship” isimli kitabından derlenerek hazırlanmıştır.